ABD Merkez Bankası Aralık 2015’te faiz oranlarını artırdığında, borçlanma maliyeti yedi yıl sonra ilk kez yükselmiş oldu. Bu hamle geniş çapta bekleniyordu, ancak yine de finans piyasalarında mini bir paniğe neden oldu.
Çoğumuz için faiz artışının etkisi çok daha az dramatik oldu. Kredi kartı faturalarımızın her ay birkaç dolar arttığını ve ipotek ödemelerimizin küçük bir miktar yükseldiğini gördük.
Peki Ya Faiz Artışının Çevre Üzerindeki Etkisi Ne Olacak?
Kısa vadede, daha yüksek borçlanma maliyeti aslında sera gazı emisyonlarında bir azalmaya yol açabilir. Çünkü enerji şirketleri yeni projeler için daha fazla borç para ödemek zorunda kalacak, bu da güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını daha rekabetçi hale getirecektir.
Ancak uzun vadede, yüksek faiz oranlarının çevre üzerindeki etkisi daha az nettir. Çünkü daha yüksek borçlanma maliyeti daha yavaş ekonomik büyümeye yol açabilir ve bu da sonuçta daha fazla emisyona neden olur.
Peki Tüm Bunlar Çevre Için Ne Anlama Geliyor?
Kısa vadede, daha yüksek borçlanma maliyeti aslında sera gazı emisyonlarında bir azalmaya yol açabilir. Çünkü enerji şirketleri yeni projeler için daha fazla borç para ödemek zorunda kalacak, bu da güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını daha rekabetçi hale getirecektir.
Ancak uzun vadede, yüksek faiz oranlarının çevre üzerindeki etkisi daha az nettir. Çünkü daha yüksek borçlanma maliyeti daha yavaş ekonomik büyümeye yol açabilir ve bu da sonuçta daha fazla emisyona neden olur.
Peki tüm bunlar çevre için ne anlama geliyor? Bunu sadece zaman gösterecek.